Lily uyandığında yanıbaşında "evcil hayvanı" Regilus vardı. Yastığının yanına kıvrılmıştı. Londra'da saat 7.00 gibiydi. Lily hiç bu kadar erken uyanmazdı. Yılan'ın başını dürttü. Birkaç kuyruk salladı. Lily Hello Kity'li fileli ipli bir şey giyiyordu. Üstünü düzeltti. Dün çoraplı yatmıştı. Demek ki uyurken bir eşi yatakta kalmıştı. Bir teki ayağındaydı. Onu da çıkarıp gelişigüzel attı. Tazmanya canavarlı kırmızı şortunu çekiştirdi. İçinden hep şu sözcükler geçiyordu:
Hogwart, Hogwart-ahhh ve süpriiiz- yine Hogwart. Asasını ve diğer ıvır-zıvırları alacağım. Bir baykuş alamam. Eğer alırsam Regilus onu çiğçiğ yiyeceğine söz verdi!
Aman Tanrım! Başı ağrıdan çatlayacaktı. Evinin penceresine gitti. Londra'daki trafiğe baktı. "Milk" yazan yerde hemen altında inşaat yapılıyordu. Ses herkesi uyandırmıştı galiba.
Ailesinin ölümü çok geçmemişti. 7-8. 11 yaşında olmak zaten feciydi! Bari biraz daha büyük olsaydı! 4 yaşında lanetlemişti zaten. Alice'i hatırlıyordu. 17 yaşındaydı ve kızıl saçları kandan koyulaşmıştı. Lily onun ölümüne tanıklık etmişti. Barakada...
Gwen zaten ilk ölenlerden olmuştu. Fenrir onun boğazını almıştı. Lexie...onun yerine ölmüştü ve kendini affetmiyordu. Gıcıktı gıcık olmasına ama en çok onu seviyordu.
Bu düşünceden kurtulmak istiyormuş gibi silkindi. Ve banyoya gitti.
"Öz-zür Maf-fy." deyince bir ses yerinden sıçradı. Regilus kapıda dikiliyordu. Ayyy pardon-sürünüyordu.
"Buraya nasıl geldin Regy? WALLDROFF'S HOLLOW çok uzakta..!"
"Sana bazı haberlerim var patron."
"Bana patron deme Regy."
"Olur Paty."
"Sana fare yerdiririm."
"Sustum Lily. Ahhh! Şey...Walldroff's Hollow'sta seni geri istiyoruz patron. Otellerde kalma artık."
"Oldu canım! Sonra geliceğim. Ve Reg sende Hogsmade'e geri dön."
"Anılarından kaçma patron. seni bulurlar."
"Zaten bıraktıkları yok ki!"diye söylendi Lily.
Regilus'u postaladıktan sonra Lily duş'a girdi. Islığıyla Muggle'ların Kıll Bıll dedikleri şeyi çaldı. pek beceremesede...
Duştan çıktı, saçını taradı, içeri geçti-hoş zaten bütün odalar birbirlerine yapışıktı-.
Televizyonda kanallardan muzik kanalında durdu. Koltuğun üstüne yığıldı ve iki dakikalığına öyle kaldı. kalktı ve üstünü değiştirip spor ayakkabılarını giydi. Lobiyi geçti. Birkaç kişi uyanmışlardı. kimse bir yılanın varlığından haberdar değildi. Demir sürgüyü çekip Robertson caddesine yürüdü. Yeraltına indi ve saat 8.44 Metrosunu beklemeye koyuldu.
Metro geldi ve Londra'nın içine doğru gitti.
Diagon yoluna...
Diagon Yoluna zorlu bir yolculuktan sonra Diagon yolundaydı.
işte geldim diye düşündü Lily. Uzun yolculuk bitmişti.
Çok az yağmur çiliyordu. Lily'nin hiç sevmediklerinin arasında yağmurda yer alırdı.
Hayvan dükkanını geçti, süpürge dükkanını geçti ve Ollivander's Asa Dükkanı işte oradaydı. Eskisi gibi boştu ve karanlıktı. Her zaman ki gibi püf sihirli merdiveni oradaydı....
Arkadaşlar bu bir asa alımı RP alıntısıdır. Arkadaş daha hikâyesini tamamlamamış, sakın bunu yapmayın. Bunun gibi bir hikâye yazın. Ollivander Asa Dükkanı'na girin. Bay Ollivander size tam asayı verirken hikâyeyi bitirin, sakın ve sakın kendi kendinize asa seçmeyin. Benim için önemli olan betimlemedir, hikâyenizde ilk buna bakacağım. Lütfen RP'niz böyle olsun. Herkes hikâyesini bir gözden geçirsin, herkes hikâyesini istediğim gibi tamamladıktan sonra asaları vereceğim, geri kalanlara..
