Diagon Alley | Hogwarts RPG
Diagon Alley | Hogwarts RPG Sitesinin Sihirli Kapılarını Açmak Ve Siteden En İyi Şekilde Faydalanmak İçin Lütfen Üye Olunuz..

Saygılarımızla,

Diagon Alley | Hogwarts RPG Yöneticileri. (:
Diagon Alley | Hogwarts RPG
Diagon Alley | Hogwarts RPG Sitesinin Sihirli Kapılarını Açmak Ve Siteden En İyi Şekilde Faydalanmak İçin Lütfen Üye Olunuz..

Saygılarımızla,

Diagon Alley | Hogwarts RPG Yöneticileri. (:
Diagon Alley | Hogwarts RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Diagon Alley | Hogwarts RPG

Sihir Dünyası Artık Bir Tık Ötede..
 
AnasayfaWeb Site.KapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Harry Potter ve Zümrüt Labirent

Aşağa gitmek 
+4
Julia Alexis Black
gamzepotter
Albus G. Dumbledore
Neptune
8 posters
YazarMesaj
Neptune




Mesaj Sayısı : 24
Kayıt Tarihi : 09/11/10

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 3:04 pm

Harry Potter ve Zümrüt Labirent




Yazarın Notu: Harry Potter ve onun sihirli dünyası, içindeki kurumlar ve kuruluşlar, tamamıyla J. K. Rowling'e aittir. Kendisinin kurmuş olduğu o inanılmaz güzellikteki hayali dünyanın içinde, kendime yepyeni bir yol çizdim ve Melez Prens isimli 6. kitabın, birçok okuyucu gibi benim aklımda da kalan olumsuz yönlerini kendimce değiştirdim. Bu hikayeden maddi olarak hiçbir kazancım olmamakla beraber, manevi olarak keyifli zaman geçirmenin kazancını yaşıyorum.

Harry Potter ve Zümrüt Labirent, ilk 5 kitap esas alınarak 6. kitabın yerine yazılmıştır.




KONU - ARKA KAPAK YAZISI - TANITIM

Harry Potter, artık 6. yılını okumak için senesi için, okulu Hogwarts’a geri döndüğünde, bir yandan Sirius’un ölümünü, bir yandan da savaşın kesinliğini kabullenmekte zorlanıyordur. Bunun yanında Lord Voldemort ve yeni müttefiklerinin yaptığı planlar işi iyice zorlaştırırken, yeni sırlarla bu yılı nasıl bitireceğini düşünmekten kendini alamıyordur. Yeni arkadaşları, yeni dostları ve elbette ki tanıştığı yepyeni duygularla da baş etmeye çalışırken, gerçekler yavaşça su yüzüne çıkmaya başlamıştır.

Lord Voldemort, gecenin gücünü de müttefiki olarak saflarına katarken, bu iki güçlü düşmanı yok edebilecek tek silah Zümrüt Labirent’in kalbindedir. Yepyeni bir kehanet ve güçle güç dengesi iyice karmaşıklaşırken, savaş tüm gerçekliğiyle kendini gösteriyordur.

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________


Notlar: Hikaye 60 bölüm olarak tasarlanmıştır. Bu bölümlerin isim listesi şöyledir:

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Bölüm Listesi:

1. Seçilmiş
2. Hastane Katliamı
3. Yaraların Sarılması
4. Bahar Temizliği
5. Sonuçlar
6. Sarah Londes
7. Düello Dersleri
8. Güç
9. Zihnefendet!
10. Trende
11. Sonbahar
12. Dersler
13. Quidditch Takımı
14. Dilemek ve Görmek
15. Gecenin Gücü
16. Yılanın Ölümü
17. Yeni Katil
18. Hogsmade Gezisi
19. Gülümseyen Kötülük
20. Destmis Guerdo
21. Zamanın Ayrıntıları
22. Noel Zamanı
23. Travma
24. Tatilde Yapılanlar
25. Eskilerin Yemini
26. Son Umut
27. 72 Saat
28. Orijinal Cinayetler
29. Toplantı
30. Sondan Bir Önceki
31. Gidenler ve Kalanlar
32. Yas Tutmak
33. Kaderin Cilvesi
34. Hataların Düzeltilmesi
35. Karanlık Taraf
36. Hogwarts’a Dönmek
37. Sor Ardento
38. Vampir Kanı
39. Aşk Kokusu
40. Cezanın Gerçek Yüzü
41. Koma
42. Uyanış
43. Animagus Potter
44. Deldas Diares
45. Kıvılcımlar ve Rüzgârlar
46. Kaybolan Kelimeler
47. Uçmak ve Kazanmak
48. Harita
49. Karanlık Orman
50. Bilgi Almak
51. Zümrüt Labirent
52. Evlilik
53. Sonun Başlangıcı
54. Kehanet
55. Kartal Gözü
56. Anıları Dinlemek
57. Lanetli Kılıç
58. Mezardaki Bilmece
59. Raykus Vorem
60. Ankanın Fısıldayışı


En son Neptune tarafından Salı Kas. 09, 2010 3:58 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Albus G. Dumbledore
Admin | Hogwarts Müdürü
Admin | Hogwarts Müdürü
Albus G. Dumbledore


Mesaj Sayısı : 381
Kayıt Tarihi : 01/11/10
Yaş : 26
Nerden : Hogwarts Müdür Odası.

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
Harry Potter ve Zümrüt Labirent Left_bar_bleue0/0Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty_bar_bleue  (0/0)
Uyarı: Yok
Şöhret: Sınırsız.

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 3:41 pm

Çok güzel bir hikaye olacağa benziyor.. umarım 60 hikayenin tümüde güzel olur.
Ve hatana geçelim.

KONU - ARKA KAPAK YAZISI - TANITIM:

Harry Potter, artık 6. yılını okumak için senesi için okuluna,...

O nasıl bir cümledir demek istiyorum. ? Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://diagonalley.yetkinforum.com
Neptune




Mesaj Sayısı : 24
Kayıt Tarihi : 09/11/10

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 3:47 pm

Haha, öyle bir cümle işte.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Albus G. Dumbledore
Admin | Hogwarts Müdürü
Admin | Hogwarts Müdürü
Albus G. Dumbledore


Mesaj Sayısı : 381
Kayıt Tarihi : 01/11/10
Yaş : 26
Nerden : Hogwarts Müdür Odası.

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
Harry Potter ve Zümrüt Labirent Left_bar_bleue0/0Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty_bar_bleue  (0/0)
Uyarı: Yok
Şöhret: Sınırsız.

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 3:49 pm

Şöyle düzeltmen dileğiyle:

Harry Potter, artık 6. yılını okumak için, okulu Hogwarts’a geri döndüğünde..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://diagonalley.yetkinforum.com
Neptune




Mesaj Sayısı : 24
Kayıt Tarihi : 09/11/10

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 3:59 pm

Değiştirdim . Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
gamzepotter

gamzepotter


Mesaj Sayısı : 84
Kayıt Tarihi : 08/11/10
Yaş : 27
Nerden : KARABÜK

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
Harry Potter ve Zümrüt Labirent Left_bar_bleue0/0Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty_bar_bleue  (0/0)
Uyarı: Yok
Şöhret: Yok

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 5:49 pm

Çok güzel bir hikaye olacağa benziyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Neptune




Mesaj Sayısı : 24
Kayıt Tarihi : 09/11/10

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 5:57 pm

gamzepotter demiş ki:
çok güzel bir hikaye olacağa benziyor

Yorumun için çok teşekkür ederim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Julia Alexis Black
1.Sınıf Slytherin Öğrencisi.
1.Sınıf Slytherin Öğrencisi.
Julia Alexis Black


Mesaj Sayısı : 148
Kayıt Tarihi : 08/11/10
Yaş : 26

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
Harry Potter ve Zümrüt Labirent Left_bar_bleue66/100Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty_bar_bleue  (66/100)
Uyarı: Yok
Şöhret: Yok

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 6:00 pm

Ben bu hikayeyi Hortkuluk Avcısı Forum'da okuyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Neptune




Mesaj Sayısı : 24
Kayıt Tarihi : 09/11/10

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 6:05 pm

MisS BlacK demiş ki:
Ben bu hikayeyi Hortkuluk Avcısı Forum'da okuyorum.

Oradaki kullanıcı adın ne? Ben bu hikayeyi orada da paylaşıyorum da çünkü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chris Joshua Potter
* Biçim Değiştirme Profesörü.
* Biçim Değiştirme Profesörü.
Chris Joshua Potter


Mesaj Sayısı : 214
Kayıt Tarihi : 08/11/10
Yaş : 26
Nerden : İstanbul

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
Harry Potter ve Zümrüt Labirent Left_bar_bleue60/100Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty_bar_bleue  (60/100)
Uyarı: Yok
Şöhret: Yok

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 8:17 pm

Evet, süper bir hikaye olacağa benziyor gerçi zaten Hortkuluk Avcısı Forum'da da okuyorum.Orada da paylaşmışsın. Smile
İyi ilhamlar geek
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
DarkGirL~

DarkGirL~


Mesaj Sayısı : 91
Kayıt Tarihi : 01/11/10
Yaş : 31
Nerden : Londra

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
Harry Potter ve Zümrüt Labirent Left_bar_bleue0/0Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty_bar_bleue  (0/0)
Uyarı: Yok
Şöhret: Yok

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 8:21 pm

İlk olarak güzel olacağa benziyor.Hoş bir tanıtım olmuş.Ayrıca alta spoiler içinde linki koyarsan sorun yaşamazsın.İlk bölümü bekliyorum.

Yorumcu arkadaşlara küçük bir not:Lütfen yazarımızı kırıcı eleştirilerde bulunmayalım ve şu yazım kurallarına dikkat edelim.Kırıcı eleştiri derken beğenmemiş olabilirsiniz fakat uygun bir üslup ile dile getirmelisiniz.Teşekkürler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Neptune




Mesaj Sayısı : 24
Kayıt Tarihi : 09/11/10

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 8:41 pm

HarryFanFath demiş ki:
Evet, süper bir hikaye olacağa benziyor gerçi zaten Hortkuluk Avcısı Forum'da da okuyorum.Orada da paylaşmışsın. Smile
İyi ilhamlar geek

Imps , oradaki kullanıcı adın ne? Cool Yorumun için de teşekkürler.

Renesmee Black demiş ki:
İlk olarak güzel olacağa benziyor.Hoş bir tanıtım olmuş.Ayrıca alta spoiler içinde linki koyarsan sorun yaşamazsın.İlk bölümü bekliyorum.

Yorumcu arkadaşlara küçük bir not:Lütfen yazarımızı kırıcı eleştirilerde bulunmayalım ve şu yazım kurallarına dikkat edelim.Kırıcı eleştiri derken beğenmemiş olabilirsiniz fakat uygun bir üslup ile dile getirmelisiniz.Teşekkürler.

Yorumun için çok sağol, ben de dakikalar içersinde senin hikayene yorum yapmanı planlıyorum.
Ancak, spoiler linkini hangi sebeple koyacağımı pek de çözemedim.
Notun konusunda da sana katılıyorum. Yeni bölüm eklenecektir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Neptune




Mesaj Sayısı : 24
Kayıt Tarihi : 09/11/10

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Harry Potter ve Zümrüt Labirent | Bölüm 1 | Seçilmiş    Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 8:47 pm



Bölüm 1: Seçilmiş

Privet Drive’da yeni bir gün başlıyordu…

Zifiri karanlık sokak, ölüm sessizliğiyle uykudaydı. Havadaki bunaltıcı nem, gecenin serin meltemleriyle çocuğun yüzünü yalıyor, gözlerinden akan yaşların, tekrar ve tekrar, yanaklarını ıslatmasına sebep oluyordu. Sokak lambalarının cılız ışığı tarafından aydınlatılmış Privet Drive, bir sokak kedisinin çöp tenekesini devirmesi sonucunda çıkan metalik sesle uyandı. Çocuk da gözlerini zar zor kırpıştırarak daldığı hayallerin arasından çıktığında, alacakaranlık sessizliğini sürdürdü.

Caddenin iki yanına boylu boyunca dizilmiş sekizer tane müstakil ev vardı. Bu evlerden dördüncüsü, kapı numarasının garip bir oyunu gibi dört kişiyi misafir ediyordu. Bunlardan üçü normal insanlardı; Mr ve Mrs Dursley ve çocukları Dudley. Mr Dudley bir inşaat firmasında çalışıyordu, oranın müdürüydü. Tombul ve kısa boyluydu; aynı babasının adını taşıyan oğlu gibi. Evin hanımı Petunia ise kocasına ve çocuğuyla tezat oluştururdu; uzun bir boyu, sıska ve cılız bir yapısı vardı.

Evin dördüncü üyesi aileden biri olarak görülmezdi; zaten yalnızca yaz tatillerinde mecburen Privet Drive 4 numarada kalırdı. O zamanlarda da evin diğer üç sakini tarafından hor görülürdü. Uzun boylu, aynı teyzesi gibi cılız vücutluydu. Babasından aldığı asla düzene sokulamayan kuzgun karası saçları, annesinden aldığı badem yeşili gözleri vardı. 16 yaşındaydı ve kendisi gibi özel çocukların okuduğu Hogwarts’a gidiyordu.

Adı, Harry Potter’dı. O bir büyücüydü. Yalnızca birkaç ay önce çok sevdiği bir insanı kaybetmiş, bunun yükünü omzunda taşıyordu. Gözleri aylardır ağlamanın verdiği o garip kızarıklıkla kaplanmıştı. Birkaç gündür, korkutucu bazı kâbuslar görüyor, uykusuz kalıyordu. Ayrıca uzun zamandır ağzına lokma girmemişti. Kendi iğrenç düşünceleri arasında boğulurken, arada sırada nefessiz kaldığı dahi oluyordu.

Düşünceler yeniden aklına dolarken, midesinde bir şeylerin acıyla kaynadığını hissetti. Gözyaşlarını akıtmak istemiyordu; bu yüzden kendini zorladı. Ama kalbini delip geçen acı her saniye daha da büyürken, bir damla gözyaşı, çocuğun isteklerini umursamazca aktı, tüyleri ürperdi ve vücudu titredi. Sessiz bir çığlık zihnini yararken, genç adam kendini bıraktı, gözyaşlarının yüzünü ıslatmasına izin verdi…

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Elleriyle gözlerini sildi yeni yetme çocuk. Şafak vaktinin ilk ışıkları sokağı yavaşça aydınlatmaya başlarken, çocuk hıçkırdı. Yavaşça ayağa kalktı, günlerdir içinde kapalı kaldığı odasına şöyle bir göz gezdirdi. Her saniye dudakları yukarı doğru daha fazla kıvrılırken en sonunda gülümsemesi doruğa ulaştı; odası ona ironik bir şekilde ruhunu anlatıyordu: darmadağın, üzgün, kırgın, bitik…

Yatağı, neredeyse görünmüyordu. Üstünde onlarca farklı eşya birbirine girişmişti; giysiler, kitaplar, defterler. Yerde parşömenler ve kuş tüyü kalemler vardı. Bunun yanında etrafa saçılmış aile fotoğrafları, tekmelenmiş bir yastık ve beyaz tüyler. Hegwid’in kafesi pencerenin yanında duruyordu, içinde baykuşun yediği şeylerin artıkları vardı. Ama baykuş yoktu; Hegwid birkaç gece önce Ron’a gitmiş, hala geri gelmemişti.

Kilitli kapıyı açarken ses çıkarmamaya özen gösterdi. Merdivenlerden indi, sokak kapısını açarken bacakları titredi. Soğuk sabah havası yüzünü yaladı. Bu seferden soğuktan, tüm vücudu titredi. Sokak boyunca yürümeye başladı; amacı, parka gitmekti.

Yürürken birçok şeyi düşündü Harry. Sirius’un ölümü, kehanet, babası, annesi, Voldemort, Snape, Ron, Hermione, Dumbledore, Lupin, savaş, ama en önemlisi Hogwarts, kısacası hayatında önemli olan her şey zihninde bir girdap misali döndü. Anıları ona yanlışlarını gösterdi. Şu güne kadar yaşadığı her önemli olay gözlerinin önünden geçerken istemese de suçluluk duygusu içini kapladı. Üst üste gelen kötü anılar onu boğuyordu. Acı. Suçluluk. Duyguları somut ve canlıydı; onu birer demir kelepçeyle bağlıyor, bilinmeyen yerlere sürgün ediyorlardı. Her gün bir kez daha ölürken, hayattan soğuyordu.

Aklına intihar etmek dahi gelmişti.

Parka yaklaştığını gördüğünde, adımlarını hızlandırdı. Yıkık dökük salıncaklardan birine otururken, daha buharlaşmamış kırağılar üstündeki eski püskü pantolonu ıslattı. Elini salıncağı ayakta tutan zincirlere doladı. Gözyaşları bir kez daha gün yüzüne çıkarken, acı içinde çığlık attı. Kendini kontrol edemezcesine yumruğunu sıktı. Paslanmış demirin elini kestiğini hissetti, ancak aldırmadı. Artık acı, hüzün, sevinç gibi kavramların onun için bir önemi yoktu. Kalbini kasıp kavuran gerçeklik duygusu, bedeninin her santimetresini elinde tutuyordu. Ruhu görünmez bir kafesin içersindeydi.

Birkaç saat orada boş boş oturdu. Hiçbir şey düşünmeden, hiçbir şey yapmadan, yalnızca o sıcak boşluğun içinde gezinerek salıncakta yavaşça sallandı. Arada sırada esen rüzgâr, simsiyah saçlarını dalgalandırıyordu. Güneş yükseldikçe, cadde hareketlenmeye başladı. İnsanlar bir hızlı film gibi gözlerinin önünden geçerken, sesler kulağına uğultular halinde çarpıyorlardı. Dakikalar yavaşça saatlere dönüştü. Genç adam, kasları iyice tutulduğunda ve eli kızıl kanla iyice yıkandığında ayağa kalktı. Vücudunu bir süre daha hareketsiz tuttuktan sonra kaslarını gevşetmek için esnemeye başladı.

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Yürüdü. Bir süre boyunca biri tarafından izlendiğini hissetti, hatta son beş dakika bundan emin de oldu; ama onu izleyen kişi bir çocuğun savunmasız zihnine girebiliyordu büyük olasılıkla ki, tam da Harry’nin arkasını döneceği sırada kayboldu. Çocuk da yoluna devam etti yavaşça, zaman kavramının onun için bir önemi yoktu.

Yürürken arada sırada bir köpeğin havlamasını duyuyor, umutlanıyordu bir anlığına dahi de olsa. Ama biliyordu ki, bu kaderin ona oynadığı bir oyundu. Hayat, her zaman olduğu gibi onun acı çekmesini istiyor, bundan zevk alıyordu. Genç adam son bir haftadır bunu düşünüyordu; kendisinde mi bir problem vardı? Yoksa hayat, onu kıskanıyor, onun mutsuz olmasını mı istiyordu? Çoğu zaman ikinci seçeneği aklından silip atıyordu hemencecik; hayat onun neyini kıskanacaktı ki? Olmayan ailesini mi? bir kahkaha attı.

Hayatın onu kıskanabileceği tek bir konu vardı: dostları ve arkadaşları. Ron Weasley. Hermione Granger. Luna, Neville, Ginny. Geçen yıl onunla birlikte bakanlık savaşında bulunan arkadaşları gözlerinin önüne geldiğinde, istemeden de olsa gülümsedi. Dostları ve arkadaşları, onun sahip olduğu nadir güzelliklerden biriydi. Bu sırada bir çakıl taşına tekme attı, yürümeye devam etti.

Evin kapısına geldiğinde, kapıyı çalma gereksinimi duymadan açtı ve hole girdi. Mutfaktan gelen çatal bıçak sesleri, ona ailenin kahvaltı ettiğini anlatıyordu. Hızla merdivenlere yöneldi, ne onları ne de kendini rahatsız etmek istemiyordu. Ancak tam da ilk basamağa adım atacağı sırada, mutfağın açık kapısından gelen ses irkilmesine sebep oldu.

“Çocuk, neredeydin?” Petunia Dursley sıkkın bir sesle sormuştu bunları. Harry geriledi ve yüzü teyzesine döndü. Kadın konuşmaya devam etti.

“Sana soruyorum, neredeydin?” yüzü Harry’ye döndü bu sözünün hemen ardından. Genç adam bir süre düşündü, sonra da konuştu;

“Dışarıdaydım.”

Teyzesi onaylarcasına konuştu; “Tamam çocuk, çıkabilirsin.” Harry ilerledi, merdivenlerden çıkarken teyzesinin ne demek istediğini düşünüyordu hala. Mutfakta ise teyzesi, eşine dönmüş “çocuk” hakkında bir şeyler konuşmaya başlamıştı bile. Belli etmemesine rağmen; Petunia Dursley, yeğeninin durumundan korkuyordu. Acilen Dumbledore’la iletişim kurması gerektiğini düşünüyordu kadın.

İşte, Harry Potter’ın Privet Drive 4 numaradaki bu yıl geçireceği son gün, böylece başlamış oldu.

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Odasın yeniden çıktığında, abone olduğu Gelecek Postası’nın bugünkü sayısını getirmiş olan baykuşu gördü. Kahverengi tüyleri olan, bakanlığa ait baykuş onu görünce cikledi ve sol ayağını parasını istercesine uzattı. Harry hayvana parayı verdi, ardından da gazeteyi eline aldı ve karmakarışık yatağında kendine yer açarak oturdu.

Gelecek Postası’nın manşetinde bu gün ne olduğunu pek de merak ettiği söylenemezdi. Merak ettiği tek şey, savaşın gidişatıydı. Muggle dünyasında tıkılı kalmışken, Sihir Dünyası’yla tek bağlantısı olan bu gazetede son bir aydır okumak istediği tek bir şey vardı; Saldırı. Neden bilmiyordu ama Voldemort tarafında yaşanan ve sessizlik olarak nitelendirilen bu şey; ona çok daha büyük bir şeyin başlayacağını hissettiriyordu. Bu süreç, ona göre hazırlık aşamasıydı. Ya da muggleların deyimiyle; fırtına öncesi sessizlik…

Gözleri gazetenin üstünde gezinmeye başladığında, yüzünü de buruk bir gülümseme yayıldı. İstediği olmuştu. Saldırı yaşanmıştı. Peki, o bu durumdan mutlu muydu? Pek de öyle olduğu söylenemezdi.

Beklenen Saldırı: Cornwall Katliamı!

Dün gece, saat 01.23 sularında yaşanan saldırının Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen tarafından yapıldığı bakanlık tarafından doğrulandı. Sihir bakanı Cornelius Fudge, sabah saat altı buçuk sularında yaptığı açıklamada konuya değinmekten çekinmesine rağmen, gazetelere ve dergilere bir yazılı açıklama yollayarak saldırının kaynağını doğruladı. Saldırıda ölen kişi sayısı hakkında resmi bir açıklama yapılmamasına rağmen, emin kaynaklardan aldığımız bilgilere göre, katliamda 24 büyücü ve 16 muggle olmak üzere, toplam 40 kişi öldürülmüş durumda.

Harry, haberi okumayı bitirdiğinde derin bir nefes aldı. Gözleri yazı üzerinde yeniden gezindi. Kafasına doluşan düşüncelerle, ölenler için üzüldü bir süre. Ardından, başlıkları okumaya devam etti.

Birkaç habere daha göz gezdirdikten sonra, altta, küçük bir bölümde yazılmış haber dikkatini çekti nedense. Başlığı şöyle bir okudu, yüzünde şaşkınlık dolu bir ifade ile bir gülümseme oluştu. Bunu beklemediği bir gerçekti.

Albus Dumbledore’un Doğum günü: Büyük Adam 146 yaşında!

Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nun dünyaca ünlü büyücüsü Abus Percival Wulfric Brian Dumbledore, dün gece dostlarıyla yaptığı sade bir törenle yeni yaşına resmen basmış oldu. Gelecek Postası çalışanları ve tüm Sihir Dünyası olarak ona mutlu yıllar diliyor, Merlin’den onun için uzun ömürler vermesini diliyoruz…

Harry yazıyı üç kez üst üste okuduktan sonra, bunun bir rüya olup olmadığını düşündü bir süre. Bugün Dumbledore’un doğum günü müydü? Şaşkınlıkla büyüyen gözlerini kırpıştırdı. Birkaç dakika okuduğu haberi düşündükten sonra, pencerenin tıklatılmasıyla kendine geldi.

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Gelen, Ron’un baykuşuydu. Harry merak içersinde pencereyi açtı ve baykuş içeri girdi. Ayağına bağlanmış olan iki tane mektup vardı. Birisi Ron, diğeri ise Hermione’dendi. Harry baykuşun bacağını çözdükten sonra, küçük, kahverengi kuş Hegwid’in kafesine kuruldu ve yemleri atıştırmaya başladı. Yorgun gözüküyordu. Harry kuşun rahat ettiğini anladığında, mektuplardan ilk eline geleni okumaya başladı; Ron’dandı.

Sevgili Harry,

Senden uzun süre haber alamayınca, hepimiz çok meraklandık. Biliyorsun, son olaylardan sonra senin için endişeleniyoruz… Biliyorsun işte; annem Sirius’un ölümünün seni yıktığını düşünüyor. Babam da ona katılıyor. Bu yüzden Dumbledore’un da onayıyla seni almaya geleceklermiş. Saat üçte.

Bi de, doğum gününü böyle geç kutladığım için özür dilerim. Ama Fred ve George, şaka dükkânından kazandıkları parayla Ginny ve benim adıma sana bir hediye almışlar; aman ne incelik! Son bir şey daha, Hegwid bizde.

Görüşmek üzere,
Ron Weasley


Genç adam heyecanla yerinde zıpladı. Çok mutluydu; Kovuk’a gidiyordu çünkü. Ron’u görebilecekti en sonunda ve belki de Hermione’yi de. Kafasından Hermione’nin adının geçmesi üzerine diğer mektubu da açtı. Ron’unkinden daha uzundu ve zarfın içine de küçük bir paket sıkıştırılmıştı.

Sevgili Harry,

Seni herkes gibi ben de çok merak ettim. Bu gece, ben de Grimguald Meydanı’na gideceğim. Ama ondan önce sana mesaj yollamak istedim. Hem aynı zamanda da doğum gününü de kutlamak istiyorum. Ne de olsa insan bir kez on altı yaşında olur, değil mi?

Nasılsın? İyi misin? Biliyorum, böyle soruları duymak canını sıkıyor, senin daha da çok bunalmana sebep oluyor ama lütfen bizi de anla. Geçen yıl yaşanan üzücü olayın ardından hepimiz senin için korkuyoruz. Kendine bir şey yapabilme olasılığın ödümüzü kopartıyor. Zaten bu mektubu sana, Ron’un baykuşuyla yollayacağım. Ve Ginny’nin bana yazdığı mektuba göre sen de birkaç güne Grimguald Meydanı 12 Numara’ya geliyormuşsun.

Seni özledim, herkes özledi. Doğum gününü de kutlayamadım ya; çok üzülmüştüm. Ama güvenli değilmiş, ben de bu mektupla sana hediyemi de yollayayım dedim, zaten pek de büyük bir şey değildi hediyemde.

Her neyse, görüşürüz.

Hermione Granger


Harry, Hermione’nin de mektubunu okuduktan sonra arkadaşlarını ne kadar özlediğini hatırladı. Kovuk’u özlemişti; Fred ve George’un şakalarını, Mrs Weasley’in ev yemeklerini özlemişti. Mektubu bir kez daha okuduğunda anladı ki; gideceği yer Kovuk değil, Grimguald Meydanı 12 Numara’ydı. Hüzün yeniden boğazını yaktı, bir şey kalbine oturdu. Sirius’un evi, diye düşündü acı acı; Ama Sirius’suz… Genç adam bu düşünceleri kafasından uzaklaştırmaya çalışarak elini zarfın içine daldırdı ve hediyeyi çıkardı.

Hediye, bir saatti. Üzerinde işlemeler bulunan, muggle yapımı bir saat. Kayışları deridendi. Yelkovanı ve akrebi, sanki güzel bir jest yapılmak istenmişçesine kırmızı renkteydi. On ikiyi gösteren işaretse bir aslandı. Harry gülümsedi, bu hediye hayatı boyunca aldığı hediyeler arasında en iyilerindendi. Gülümseyerek saati bileğine geçirdi ve zaten mükemmel olan ayarını kontrol etti.

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

İki saat kadar sonra, genç adam eşyalarını nihayet toplayabilmişti. Toparladığı odaya son bir bakış attı ve sandığını da alarak aşağıya indi. Dursley ailesine hala gideceğini söylememişti; ancak pek de umursayacaklarını zannetmiyordu. Gittiği için mutlu olacaklarını tahmin ediyordu hatta genç adam, her zaman öyle olmuştu ne de olsa. Bunları düşünerek merdivenleri indi.

Aşağı indiğinde, televizyon sesi sayesinde onların oturma odasında olduklarını anlamıştı. Yavaşça içeri girdi, bavulu ile süpürgesini yere bıraktı ve ailenin dikkatini çekmek için öksürdü. Vernon ve Petunia’nın yüzü çocuğa dönerken, Dudley televizyonunu seyretmeye devam etti. Harry konuşmasına nereden başlayacağını düşünürken, Vernon Dursley sıkıntı içinde homurdandı.

“Ne oldu çocuk?”

Harry sesle irkilirken, zorlanarak da olsa konuştu: “Gidiyorum, bugün.”

Vernon enişte öksürdü ve inanamamışçasına yeniden sordu: “Efendim?”

Harry bu sefer daha da rahat bir şekilde konuştu: “Gidiyorum. Bir saat kadar sonra bi arkadaşımın babası gelip beni alacak. Vaftiz babamın evine gideceğiz. Bir-iki hafta orada kalacağız. Oradan da okula gideceğim.” Sıkıntıyla yere baktı, açıklama yapmak zor geliyordu.

“Senin gibi olan biri mi?”

“Evet, Mr Weasley. Daha önceden gördünüz. Hani… Beni almaya geldiklerine.”

Sözleri üzerine Vernon eniştenin yüzü önce kırmızıya, sonra da mora döndü, Petunia teyzeyi bir hıçkırık nöbeti tuttu. Dudley bağırdı, sallanan koltukla birlikte yere düştü ve arkasını tutarak odasına koştu. Bir kilit sesi duyuldu. Harry bu durum karşısında sessizde güldü. Vernon Dursley çocuğa pis bir bakış attı.

“Saat kaçta gelir bunlar?” sesindeki baskı ve kızgınlık hemencecik fark ediliyordu. Harry bir an korkması gerektiğini düşündü, ama sonra duygularını kaybetmiş olduğunu fark etti, rahatladı.

“Bilmiyor. Her neyse- kalmayacaklar ne de olsa, hemen gideceğiz.” Odadan ayrılmak için geriye doğru uzunca bir adım attı, fakat Petunia teyzenin söyledikleri onu durdurdu;

“Geri dönecek misin peki?”

“Bilmiyorum, büyük olasılıkla. 7. sınıftan hemen önce.”

“Tamam,” diye mırıldandı Petunia Dursley ve Harry Potter, ölmeyen çocuk merdivenleri çıkarak odasına gitti. Unuttuğu bir şey olup olmadığını son kez kontrol etti. Bir şey unutmadığını anlayınca, yatağına oturdu ve beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra kapının zili ile ayağa kalktı ve aşağı indi. Dursley ailesi salonun giriş kapısına dizilmiş, korkuyla karşılarındaki adama bakıyorlardı. Harry istemsizce gülümsedi bu komik durum karşısında.

Gelen Albus Dumbledore’du. Yaşlı adam Harry’yi görünce kollarını açtı. Yeni yetme çocuk koşarak sarıldı Hogwarts müdürüne. Dumbledore bir çocuğun muzip sesiyle konuştu Harry’nin kendisini bırakmasının ardından:

“Doğum günü hediyem nerede Harry? Seçilmiş kişisin diye bundan kurtulacağını sakın ha düşünme!” Harry Dumbledore’a masum bir bakış attı. Ardından konuştu;

“Gidiyor muyuz?”

“Evet, ama önce burada seni görmek isteyen biri var.” Diye mırıldandı ve yana çekildi. Remus Lupin Harry’yi görünce gülümsedi ve ikili birbirlerine sarıldılar. Ayrıldıklarında, üçlü Dursley evinden ayrıldılar. Harry nasıl gideceklerini merak ederek sordu. Albus Dumbledore ise “cisimlenme” diye cevap verdi. Genç adam, yaşlı adamın kolunu tuttu, Lupin’e bir bakış attı ve cisimlendiler.

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Grimguald Meydanı 12 Numara’da tatlı bir telaş hâkimdi. Mrs Weasley Ginny ve Hermione’ye tabakları taşımaları hakkında bağırıyor, Fred ve George Ron için bubi tuzakları kuruyor, Bill ve Charlie ise Deli-Göz ve Tonks’la seherbazlık sistemi hakkında konuşuyorlardı. Mr. Weasley ise bir muggle radyosunun mekanizmasını incelemekle meşguldü.

Kapının çalmasıyla beraber Mrs Weasley son bir kez daha bağırdı, Tonks ve diğerleri ayağa kalktı. O sırada salonda oturmuş, elindeki muggle yapımı topu atıp tutan Ron heyecanla ayağa fırladı. Fırtına hızıyla kapıya doğru ilerlerken az kalsın Hermione’yle çarpışıyordu ama aldırmadı, kapıyı kırarcasına açtı. Gelenler Remus Lupin, Albus Dumbledore ve Harry Potter’dı.

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Kapı açıldığında, Harry üstüne doğru hızla gelen Hermione’yi gördü ilk olarak. Genç kız hızla kendisine sarıldı. Harry de bu sefer genç kızı sararken, kız onu bıraktı ve konuştu;

“Hediyeyi beğendin mi?”

“Hem de nasıl. Harika bir şey bu!”

Harry bu sefer Ron’a sarıldı. Ardından Deli-Göz’e bir merhaba mırıldandı, Tonks’a da sarıldı. Fred ve George’un muzip bakışlarıyla karşılaştı, ikili ona merhaba dedi, o ise yalnızca gülümsedi. Mrs. Weasley Harry’ye uzun süredir çocuğunu görmemiş bir anne misali şefkatle sarıldı. Karşılama seremonisi nihayet son bulduktan sonra, Mrs Weasley Harry’ye bir şey isteyip istemediğini sordu ve daha çocuk cevap dahi veremeden, onu masaya sürükledi ve yemek başladı.

Sofra, mükemmel ötesi yemeklerle doluydu. Zaten uzun süredir bir şey yememiş olan Harry en az Ron kadar hızlı yerken, verdiği küçük molalarda kendisine yöneltilen soruları yanıtlıyordu. Yemek bittikten sonra Harry, Hermione ve Ron üst kata Harry’nin ve Ron’un kaldığı odaya çıkmak üzere yemek odasından ayrıldılar. Yolda ev cinini göremeyen Harry, Ron’a neler olduğunu sordu.

“Dumbledore, onu Hogwarts’a götürdü. Geçen yılki olaydan sonra burada bulunmasının tehlikeli olacağını düşündü herhalde.”

Siyah saçlı genç adamın zihni anılarla kavruldu bu sözler üzerinde. Kızgınlıkla kendini kontrol etmeye çalıştı. Arkadaşlarının yanındaydı, mutluydu, mutluydu. O aptal cinin ve üzücü olayların kendisine zarar vermesine izin vermeyecekti artık.

Kafasını saldığında, Ron ona hüzünlü bir şekilde baktı. Harry ise önemli olmadığını söyledi. Merdivenleri birer ikişer tırmanırken, gergin havada yavaşça kayboldu. Odaya girdiler ve yataklara kuruldular. Üç arkadaş bir süre özlemle bakıştıktan sonra, ilk konuşan Harry oldu.

“Yaz tatiliniz nasıl geçti?”

“Pek bir şey olmadı,” diye cevap Ron, “Annemler Charlie’nin yanına gittiler, Romanya’ya. Biz de dört kardeş evde yalnız başımıza kaldık. Tabii annemin katı kurallarıyla, pek de iyi geçmedi senin anlayacağın.”

“Peki, senin?” diye yeniden Harry.

“Fransa’ya yeniden gittik. Annem ve babamın üç haftalık birer tatilleri vardı, onu kullandılar. Oldukça da güzel geçti.” diye cevap verdi Hermione.

“Peki ya Yoldaşlık?”

“Bilmiyoruz, bize hiçbir şey söylemiyorlar. Tek bildiğimiz gittikçe güçlendiğimiz. Katılım sayısı hızla artıyormuş.” diye söylendi Ron, kızgın görünüyordu. “Ama yine de, Ölüm Yiyenler de çok hızlı büyüyorlar.”

“Tahmin etmiştim,” diye cevap verdi Harry. Ardından konuyu değiştirdi; “Ya Şaka Dükkânı?”

“İşte o mükemmel, tek sorun annem. Hala Fred ve George’a çok kızıyor. Sürekli bağırıyor. Evdeki tüm işleri onlara yaptırıyor.” dedi memnun bir şekilde bu sefer. Ardından Hermione sordu;

“Harry, peki senin yazın nasıl geçti?”

“Sizce?”

“Tahmin edebiliyorum,” dedi Ron; “O mugglelar aptalın teki!”

“Katılıyorum Ron.” Diye cevap verdi Hermione. Harry ise gülümsemekle yetindi.

Akşam saat on bir buçuğa doğru, Lupin çocukların yanlarına geldi. Yüzünde ince bir gülümsemeyle sordu; “Ron, Hermione, Harry’le birkaç dakika konuşabilir miyiz?”

İkili bir evet mırıldandı ve odadan çıktı. Lupin ise onların az önce oturduğu yatağa kuruldu.

“Nasılsın Harry?”

“İyiyim, eee- Lupin.” Yalan söylemişti geç adam ve Remus bunu anlamıştı.

“Yalan söyleme, ben de senin gibiyim.”

“Biliyorum.” diye mırıldandı genç adam.

“Ama bak, hayat devam ediyor. Biz de ona ayak uydurmalıyız.”

“Biliyorum, ama “o”nun ölümünden sonra… Olmuyor işte!” diye bağırdı genç adam. Sakinleşemiyordu. Lupin konuşmaya devam etti, gözlerinde garip bir pırıltı vardı:

“Tahmin edebiliyorum, özellikle de onu hiç tanımamışken kaybetmek… Ama Harry, şunu bil ki, seninki kadar ağır olmasa da ben de bu dönemi geçiriyorum. Hepimiz geçiriyoruz. Az ya da çok, hepimiz onu özleyeceğiz…”

Harry cevap vermedi, Lupin’se konuşmaya devam etti;

“Bak, canın yanıyor, benim de yanıyor. Bizler aynı şeyi üst üste birkaç kere yaşadık Harry, ihaneti, boşluğu, savaşı, korkuyu, ölümü. Hepsini yaşadık ve yaşayacağız, ama bu savaştan öğrendiğim bir şey var: o da yaşadığımız her acı olay, bizi birbirimizden uzaklaştırıyor. İçimize kapanıyoruz ve eğer bu savaşı kazanmak istiyorsak, kenetlenmeliyiz.”

“Haklısın galiba Lupin,” dedi Harry, kurt adama hak vermişti gerçekten de; “Birbirimize bağlanmalıyız, bu savaş ancak böyle bitebilir.”

“Evet, Harry. Şimdi yaralarını göster de tedavi edeyim.” dedi pejmürde giyimli adam. Yüzünde buruk bir gülümseme vardı.

“Nasıl?”

“Nasıl mı biliyorum? Minik bir kurt adam özelliği, görü yeteneğim çok gelişmiş durumda. Ve bunu burada tedavi etmezsek Molly de fark edecektir kesinlikle.”

Harry Lupin’in sözlerine cevap vermek için ağzını açtı, ama daha konuşamadan odaya Tonks daldı. Az önce mor olan saçları şimdi koyu kahverengiydi. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı ve hızlı hızlı konuşuyordu.

“Saldırı var. St. Mungo’ya saldırmışlar.”

“Merlin aşkına!” diye bağırdı Remus ve Tonks’un arkasından aşağı koşturdu, tabii Harry de onun arkasından. Aşağı indiklerinde Deli-Göz bağırdı; “Çabuk ol Remus! Tonks, sen de Harry’leri burada tut!” Tonks’un konuşmasına bile fırsat vermeden bağırdı üç çocuk;

“Hayır! Biz de geliyoruz!”

Böylece tartışma başlamadan bitmiş oldu. Büyük grup; bazıları yanısıra-cisimlenme, bazıları ise normal cisimlenme ile St. Mungo’ya ulaştılar. Daha doğrusu üç yüz kilometre ötesine, hastanenin etrafı anti-cisimlenmeyle kaplanmıştı. Deli-Göz sıkıntıyla iç çekti ve kendilerinden az sonra alana gelen lanet-kırıcılara bağırdı;

“Şu engeli hemen kaldırın!” altı-yedi tane lanet-kırıcı tüm güçleriyle çalışmaya başlarken, savaşçı grup savaş alanına doğru koşturmaya başladı. Yapılan hızlandırma büyüleri ile çabucak hastaneye ulaştıklarında, gördükleri manzara karşısında hepsi küçük dilini yuttu. St. Mungo’nun üzerinde karanlık işaret dalgalanıyor, ölüm yiyenler hastaneyi yıkıyorlardı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chris Joshua Potter
* Biçim Değiştirme Profesörü.
* Biçim Değiştirme Profesörü.
Chris Joshua Potter


Mesaj Sayısı : 214
Kayıt Tarihi : 08/11/10
Yaş : 26
Nerden : İstanbul

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
Harry Potter ve Zümrüt Labirent Left_bar_bleue60/100Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty_bar_bleue  (60/100)
Uyarı: Yok
Şöhret: Yok

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 9:00 pm

Harika olmuş. queen
Vay be Dumby 146'ya girdi ha. Very Happy
Devam etmen dileğiyle...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
EmMy

EmMy


Mesaj Sayısı : 52
Kayıt Tarihi : 08/11/10
Yaş : 29

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
Harry Potter ve Zümrüt Labirent Left_bar_bleue0/0Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty_bar_bleue  (0/0)
Uyarı: Yok
Şöhret: Yok

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptySalı Kas. 09, 2010 10:43 pm

Betimlemelerin çok güzel Smile
Bence kitap yazmayı falan düşünmelisin ...
Açıkca söylemeliyim ki fazla hayran hikayesi takip etmem ama seninkini takip edicem gibi gözüküyo Rolling Eyes
Devamını merakla bekliyorum Cool
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jasmine

Jasmine


Mesaj Sayısı : 36
Kayıt Tarihi : 05/11/10
Yaş : 28
Nerden : Çok mu merak ettin ?

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
Harry Potter ve Zümrüt Labirent Left_bar_bleue0/0Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty_bar_bleue  (0/0)
Uyarı: Yok
Şöhret: Yok

Harry Potter ve Zümrüt Labirent Empty
MesajKonu: Geri: Harry Potter ve Zümrüt Labirent   Harry Potter ve Zümrüt Labirent EmptyÇarş. Kas. 10, 2010 2:46 pm

Öncelikle efenim hikayeniz hayırlı olsun. Very Happy Bir sıra H.A. ' da takip ediyordum bu hikayeyi, ama gelin görün ki okullar açıldı ve şuan neredeyse hiç bir hikayeyi takip edemiyorum. Burada en başından yorumlayayım dedim. Very Happy Konu - Arka Kapak Yazısı - Tanıtım yada benim değişim ile Fragman ( Razz ) merak uyandırıcıydı. Ben genelde tanıtım hazırlarken şiirsel bir anlatım kullanırım, bu tarz konunun anlatımı fazla ilgimi çekmez ama nedense bunu okurken birden yanımdan sisler yükseldiğini, rüzgar estiğini falan sandım. Very Happy

1. bölümü bir kez daha okudum ve bir kez daha ne kadar güzel bir bölüm hazırlamış olduğunun farkına vardım. Ellerinize sağlık efenim. Very Happy Devamını bekleriz. Very Happy Daha uzun bir yorumda görüşmek üzere. Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Harry Potter ve Zümrüt Labirent
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Harry Potter Photoshopları
» Harry Potter Müzesi Açılıyor
» Harry Potter'ı gelecek kaygısı sardı
» Harry Potter ve Ölüm Yadigarları Part 1
» Harry Potter'ın Kaderi Belli Oluyor

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Diagon Alley | Hogwarts RPG :: RPG Dışı :: Büyücü Dünyası. :: Hayran Hikayeleri-
Buraya geçin: