Belly RECOS
Sessiz ve karanlık bir gecenin ortasına kaldığını düşünüyordu Belly..
Yanında ne annesi ne babası vardı. Kimseler olmamasına rağmen hayalleri onu hiçbir zaman yalnız bırakmıyordu. Uykusu gelmişti. Göz kapaklarına hâkim olamadı ve uzandığı yere sızdı. Birkaç dakika sonra tekrar uyandı. Güneş kendisini hissettirmeye başlamıştı. Boş çantasının içerisine bir kaç eşya koyduktan sonra yan odada bulunan dedesinin yanına gitti ve ona:
— Dede, hadi kalk sen bu saatlerde uyanırdın ne oldu? Dedi.
Fakat dedesinden hiç ses çıkmıyordu. Yanına gitti, kafasındaki beresini çıkardı ve dedesinin bembeyaz kesmiş, beton gibi sertleşmiş olan yüzünü gördü. Korkmuştu! O'na sahip çıkan dedesini de kaybetmişti. Artık bu zorlu macera içerisinde yalnız kalmış olan Belly bu zorluklardan kurtulacağını düşünerek o simsiyah duvarlı, uzun kolonlu evden dışarı çıktı. Greenwich sokaklarında tek kalmıştı! Sırtındaki çantadan bir resim çıkardı ve dedesinin üzerine kısa bir çizik attı. Bu sırada gözlerinden yaşlar sızmaya başlamıştı..
Kafasını kaldırdı, etrafına uzunca bakındı ve aklına asa alması gerektiği geldi. Koşarak bir lağımdan aşağı atladı ve Booneville kitap dükkânına gitti. Etraf o kadar sessizdi ki! Sessizlik insanın içine işliyor ve herkesi korkutuyordu. Üst katlara çıktı. Çıktı, çıktı ve en üst kata vardığında en samimi dostu James’i gördü. O'na:
— Dostum buralarda ne yapıyorsun? Dedikten sonra cevabı beklemeden gözüne kestirdiği asayı kaptı..
Asa'yı eline aldığında bir güç onu kontrol eder gibi oldu fakat bir anlam çıkaramamıştı.
İşte tüm bu olaylar karşısında keskin zekasını kullanarak bir asaya sahip olan Belly, en çok değer verdiği insanı kaybetmişti..