Diagon Alley | Hogwarts RPG
Diagon Alley | Hogwarts RPG Sitesinin Sihirli Kapılarını Açmak Ve Siteden En İyi Şekilde Faydalanmak İçin Lütfen Üye Olunuz..

Saygılarımızla,

Diagon Alley | Hogwarts RPG Yöneticileri. (:
Diagon Alley | Hogwarts RPG
Diagon Alley | Hogwarts RPG Sitesinin Sihirli Kapılarını Açmak Ve Siteden En İyi Şekilde Faydalanmak İçin Lütfen Üye Olunuz..

Saygılarımızla,

Diagon Alley | Hogwarts RPG Yöneticileri. (:
Diagon Alley | Hogwarts RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Diagon Alley | Hogwarts RPG

Sihir Dünyası Artık Bir Tık Ötede..
 
AnasayfaWeb Site.KapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 İstenilmeyen Gerçek

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Hillary Black Bucks
İksir Profesörü. | Admin.
İksir Profesörü. | Admin.
Hillary Black Bucks


Mesaj Sayısı : 571
Kayıt Tarihi : 09/11/10
Yaş : 31
Nerden : Eskişehir

Sıhır Denetleme
RPG Gücü:
İstenilmeyen Gerçek Left_bar_bleue72/100İstenilmeyen Gerçek Empty_bar_bleue  (72/100)
Uyarı: Yok
Şöhret: Yok

İstenilmeyen Gerçek Empty
MesajKonu: İstenilmeyen Gerçek   İstenilmeyen Gerçek EmptyÇarş. Ara. 15, 2010 11:07 pm

Zaman- Bilinmiyor
Mekan- Bakanlık
Kurgu- Hillary bir gerçeği öğrenecek! Hoşuna gitmeyen bir gerçek!




Bu gün bakanlıkta işi vardı. Yoldaşlık için çalışan Seherbazlarla Yoldaşlığın geleceği hakkında konuşacaklardı. Tabii bakanlıkta değil! Orası Ölüm Yiyen kaynıyordu, bu pek mantıklı olmazdı. Bu konuşma için Dumbledore' nin malikanesine gideceklerdi. Şimdilik Yoldaşlık için kullanılan bir merkez yoktu, ama en güvenli ev Dumbledore' un eviydi. Fidelius büyüsüyle korunuyordu ve sır tutucu bizzat Dumbledoredu.
Şimdi Muggle ların bir semtinde idi. Bakanlık oradaydı çünkü, biraz hızlı yürüyordu. bir kaç dakika sonra evlerin çevrelediği kuytu bir yere geçti ve cübbesini çıkarttı. Çünkü muggle lar onu görünce sanki bir deli görmüş gibi bakıyorlardı, belki de haklıydılar... Kim bu sıcakta uzun kollu, kalın ve yerleri süpüren bir şey giymek ister ki? Onlar nereden bilsinler serinletme büyüsü diye bir şey olduğunu. Hillary cübbesini çıkarttıktan sonra genişletilme büyü yapılmış siyah küçük çantasına tıkıştırdı. İşte şimdi mugglelar gibi görünüyordu. Üzerinde askılı, siyah bir elbise dizlerine kadar uzanıyordu. Yakası da küçük beyaz boncuklarla işlenmişti. Ayağında bileklerine dolanan ince ipli, siyah, topuklu bir ayakkabı vardı. Boynunda gümüş renginde bir kolye taşıyordu, kolyenin ucunda ufak ufak yıldızlar vardı. Aslında bu sıradan bir kolye değildi, tılsımlı bir kolye idi. Onu düşmanlarına karşı koruyordu, eğer yakınlarında düşmanı varsa içindeki küçük beyaz inci kırmızıya dönüyor ve tenini yakmayacak derecede ısınıyordu.
Şimdi bakanlığın ziyaretçi girişine gelmişti. Bir telefon kulübesine girdi ve telefonu kulağına dayadı. Sonra bir bayan sesinin talimatı ile ismini ve soy ismini söyledi. Biraz sonra yuvarlanarak bir rozet düştü, üzerinde ismi yazıyordu. cübbesini giydikten sonra onu yakasına taktı. Bu sırada bakanlığın içine adımını atmıştı. Girişte çok büyük, gri mermerlerle döşenmiş bir salondu. Öyle büyüktü ki öteki uçtaki heykel sadece ufak bir boncuk kadar görünüyordu. Hillary ilk önce sağına-soluna bakındı. Buraya çok fazla gelmemişti, o yüzden ilk etapta nereye gideceğini bilememişti. Bir kaç adım attı, sağ tarafta bir asansör gördü. Kapısı açıktı, hemen gidip bindi. O bindikten sonra içeriye birkaç kişi daha bindi ve asansör aşağıya hareketlendi. Her durduğu yerde isim söylüyordu. Hillary ise seherbazlık bürosuna gitmesi gerekiyordu. Harry Potter' ın talimatıyla bir Yoldaşlık üyesini merkeze götürecekti. Asansörden 3. katta indi. Burası siyah taşlarla döşenmiş, biraz ruh karartıcı, sessiz bir koridordu. Hillary biraz ürktüğünü hissetti ama sonra aydınlık bir koridora açıldı koridorun sonundaki büyük siyah kapı. Şimdi koridorda karşılıklı kapılar ve üzerinde isimler yazıyordu. Hillary sondan üçüncü kapıda Harry Potter yazan büyük tahtayı gördü. İçeriye girmek için kapıyı tıklattı.

''Girin''
Hillary hemen kapıyı araladı, gülen yüzle Mr. Potter' ın yüzüne bakıp
''İyi günler Mr. Potter'' dedi. İçerisi gayet şıktı. Potter' ın çalışma masası beyaz renkte ve misafirlerin oturması için tasarlanmış koltuklar bej rengiydi. Yerdeki döşemede altın rengi, bej rengi karışıktı. Sağ tarafta ufak, kilitli bir bar vardı. Üzerinde kadehler diziliydi. Sol duvarda ise bir raf vardı üzerinde dosyalar düzensiz bir biçimde istiflenmişti.
Harry Potter gülümseyip
''Hoşgeldiniz Mrs. Bucks'' dedi ve devam etti ''Bu gün sizi buraya çağırma amacım Afrika' dan gelen, yoldaşlık için çalışan birisini toplantının yapılacağı yere götürmeniz için. Mr. Black buraların yabancısı, onunla ilgileneceğinizi umuyorum.''

Hillary bir an duraksadı ve ''Black mi?'' dedi. Harry kafasını evet anlamında sallayıp

''Marcus Black'' dedi. Hillary bir an şaşırdı... Marcus Black onun babasının adıydı... Ama babası ölmüştü... Bu bir isim benzerliğiydi büyük ihtimalle. Sonra on dakika kadar beklediler. On dakika sonra kapı çaldı ve içeriye sarı saçları, mavi gözleri olan, yaşlanmasına rağmen hala yakışıklı görünüyordu. Saçları arkaya doğru taranmış ve yapıştırılmıştı. Hillary gülümseyip ayağa kalktı ve elini uzatıp

''Merhaba, bu gün size ben eşlik edeceğim.'' dedi. Adam da gülümsemişti. Sonra da
''Merhaba genç bayan, çok mutlu oldum'' dedi. Biraz sonra bakanlıktan çıkmışlardı. Hillary Mr. Black' ği kuytu, kimsenin görmediği bir yere çekti ve kolundan tuttu. Şimdi cisimlenmişlerdi. Tam Dumbledorenin evinin önüne gelmemişlerdi ama sokağın köşesine cisimlenmişlerdi. Sonra ağır ağır yürümeye başladılar, Mr, Black in üzerinde kahve rengi bir cübbe vardı, içinde beyaz bir gömlek, gömleğin üzerinde kahverengi ve beyaz desenleri olan bir kıravat bağlanmıştı. Pantolonu ve ayakkabıları da kahverengiydi. Hem yürüyor hem de sohpet ediyorlardı.

''Mr. Black biliyor musunuz benim babamın ismi de Marcus'' dedi Hillary.
''A, öyle mi? Ne güzel...'' dedi mr. black gülümseyerek.
''Evet ama ne yazık ki ölmüş, aslında benim hatırlamam lazım. Ben 14 yaşımdayken öldü ama annem üzülmemem için beynimden onu sildi. Şimdi sadece fotoğraflarına bakabiliyorum.'' dedi üzgün bir şekilde.
''Üzüldüm, soy ismi neydi?''
''Black, sizinkiyle aynı... Marcus Black'' adam bir an duraksadı. Hillary nin yüzüne baktı, çok uzun ve anlamlı bakıyordu. Hillary bir şey mi dedim, kırıldı mı acaba? diye düşünüyordu. Sonra adam konuşmaya başladı

''Hillary'' sadece bunu söylemişti... ''Hillary''!!! Oysa Hillary adama adını söylememişti. O da aynı şok ifadesiyle adama baktı. Peki bu adam ismini nereden biliyordu? Burada anlayamadığı bir şeyler dönüyordu... Neler oluyordu...



DEVAMI GELECEK

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İstenilmeyen Gerçek
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ortaya Çıkan Gerçek

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Diagon Alley | Hogwarts RPG :: Role Play :: Role Play Tepesi.-
Buraya geçin: